Kutsal
İsyan’da Aydın ve Yörük Ali Efe / NAİL TOPAL /
ARAŞTIRMACI-YAZAR
İkindi
vakti Nazilli’nin Türk mahallelerine girerler. Kaldırımlardaki
nal şakırtıları, zeybeklerin savaş naraları ve tekbir sesleri,
Nazilli halkını şaşırtmıştır. Eline baltasını, nacağını,
çiftesini, sopasını alan yığınlarca insanın bir ordu gibi
arkasından geldiğini görür
NAİL
TOPAL / ARAŞTIRMACI-YAZAR
Ülkemizin
yetiştirdiği büyük yazarlardan biri olan Hasan İzzettin
Dinamo’nun Tekin Yayınevi ve Vatan gazetesi kültür hizmetleri
yayını olan “Kutsal İsyan” yapıtını, ikinci kez okuyorum.
Kurtuluş Savaşı’nın gerçek öyküsünün anlatıldığı bu
roman 5 cilttir. Bütün aydınların, yurtseverlerin, bu kitabı
okumalarını öneririm. Kitabın 2. cildinde Yörük Ali Efe’yi ve
Aydın yöresinde yaptığı hizmetleri anlatan bölümler var. Bu
bölümlerden özetler yaparak, Aydınlık okurlarına, o dönemlerde,
olup bitenleri anlatmak, okurlarımızın tarih bilincini
geliştirmek, onlara katkıda bulunmak istiyorum.
Kitabın
2. cilt, 280 ve 307. sayfalarında “Malkoç (Malgaç) Köprüsü”
başlıklı bölümünde, 1919 yılı Haziran ayının 14’ünü
15’ine bağlayan gece, Yörük Ali Efe yanında baş kızanı
Mergimeli Ali, öbür kızanları, Binbaşı Hacı Şükrü, Jandarma
Yüzbaşısı Nuri, birkaç genç subay, Kıllıoğlu Hüseyin Efe
ile efe giysileri içinde, iki kılavuz jandarma eri vardır. Büyük
Menderes’e doğru yürürler. Sala binerek, Menderes’in karşısına
geçerler. Sessizce demiryoluna giderler. Sultanhisar tren
istasyonuna yaklaşırlar. İstasyonda duraklayan çalışır halde,
bir tren vardır. Tek tük Yunan askerleri, devriye gezmektedir.
Yörük Ali Efe’nin hedefi, Sultanhisar karakolundaki 70 Yunan
askeri ve komutanıdır.
Yörük
Ali Efe, çoban kılığına girerek, burayı keşif için dolaşmış,
gözetlemiş ve baskın planı yapmıştır. Baskının başarılı
olması için, gece yapılması düşünülmüş, ancak düşmanın
gece daha çok güvenlik önlemi aldığı, gündüz ise daha gevşek
davrandığı saptanmıştır. Efe, adamlarını uygun yerlere
yerleştirir ve keskin nişancılarıyla, karakolu karşıdan gören
incir ağaçlarının arkasına, pusuya yatarlar. Hava aydınlanmaya
başlar. Yunan askerleri nöbet değiştirmeye, günlük işlerini
yapmak için karakolun önüne çıkmaya başlarlar. Hedefler çoğalır
ve yakınlaşır. Planlamaya göre ilk kurşunu Yörük Ali Efe atar.
Arkasından keskin nişancılar ve diğerleri, Yunan askerlerine
kurşun yağdırırlar. Düşman askerlerini kısa sürede
temizlerler. Yörük Ali’nin kızanları ve yanında olan diğer
komutan ve askerler, Yunan askerlerinin tümünü öldürürler.
Karakolda bulunan tüm silahlar ve cephaneler alınır. Menderes’in
karşısında bekleyen sala taşınarak, Yenipazar’da bulunan
karargâha götürülür. 57. Fırka (tümen) komutanı Albay Şefik
Bey, böyle bir başarı gösterdikleri için başta Yörük Ali Efe,
subaylar, efeler ve kızanlarını alınlarından öperek onları
kutlar.
NAZİLLİ
BASKINI
Kitabın
“Yiğitlik Üstüne Yiğitlik” bölümünde, yine Yörük Ali
Efe’nin kahramanlığı anlatılır. Yapıtın 349-357.
sayfalarında Yörük Ali Efe’nin Nazilli’ye yaptığı baskın
anlatılır. 20 Haziran 1919 günü, küçük ve çevik atlar
üzerinde 50 zeybek, Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe,
patika bir yoldan Nazilli’ye doğru yola çıkarlar. 4 Haziran 1919
günü, Umurlu, Köşk ve Sultanhisar’ı ele geçiren Yunanlar,
Nazilli’yi de işgal ederler. Nazilli eşrafı, Hürriyet ve İtilaf
Partililer, yobazlar, yerli Rumlar, işgalcileri karşılamaya
çıkarlar. Ellerinde beyaz bayrak, tuz ve ekmek taşımaktadırlar.
Bunlar Yunan egemenliğini tanımalarının simgesidir.
Yörük
Ali Efe, Albay Şefik Aker’in Çine’de bulunan karargâhına
uğramış, Nazilli Jandarma Komutanı Yüzbaşı Nuri Bey’le
görüşmüş ve ona Nazilli’yi basmak istediğini belirtmiştir.
Yüzbaşı Nuri Bey, modern bir taburla işgal edilmiş bir yerin,
elli atlı zeybekle kurtarılamayacağını söylemişse de Yörük
Ali Efe’yi bu düşüncesinden caydıramamıştı. Yörük Ali Efe,
bir şeye karar verince bunu mutlaka uygulayan bir kişidir. Düşmana
yeni bir Malkoç (Malgaç) baskını yaparak onları cezalandırmak
amacındadır.
Yörük
Ali Efe ile birlikte olan Kıllıoğlu Hüseyin Efe, yurtsever bir
kişi olmasına karşın, paraya, zenginliğe düşkün bencil bir
kişidir. Nazilli’nin zengin Rumlarını soymayı düşünür.
Fikrini Yörük Ali Efe’ye açınca, Yörük Ali Efe onu tersler.
Efeliğin kanununda hırsızlık olmadığını sert bir dille ona
söyler ve onu uyarır. Onların görevi yurdu işgal eden, silahlı
düşman Yunanla dövüşmektir.
İkindi
vakti Nazilli’nin Türk mahallelerine girerler. Kaldırımlardaki
nal şakırtıları, zeybeklerin savaş naraları ve tekbir sesleri,
Nazilli halkını şaşırtmıştır. Yörük Ali Efe ve kızanları,
Nazilli Rum mahallesine doğru giderken Yörük Ali Efe, “Vurun
kızanlar, vurun kahpenin döllerine!” diye haykırır. “Bir kez
arkasına bakınca çok şaşırır. Eline baltasını, nacağını,
çiftesini, sopasını alan yığınlarca insanın bir ordu gibi
arkasından geldiğini görür. Yunan karargâhına doğru bir çığ
gibi büyüyerek ilerleyen Türk halkı, öncüleri olan efelere
yetiştiğinde, kurşunlar çoktan atılmaya başlanmıştır. Birkaç
gündür Aydın’a çekilmek için fırsat kollayan Yunan taburu, on
iki bin kişilik Türk milis kuvvetinin baskınına uğrayacağını
sanarak hızla çekilme emrini almış ve örtü olarak efeleri
şaşırtma amaçlı birkaç kurşun attıktan sonra Atça yoluna
dökülmüşlerdir.”
“Yörük
Ali Efe, Yüzbaşı Fethi Bey, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ve öbür
savaşçılar, çıt çıkmayan Rum mahallesinden geçerek, Yunan
karargâhına girdiler. Ortada dolaşan kedi ve köpeklerden başka
hiçbir şey görülmüyordu. Bütün suçlu Rumlar da taburla
birlikte sıvışmıştı.”
ALBAY
ŞEFİK AKER'İN AYDIN'I KUŞATMASI
Kitabın
“Dağlarından Yağ Ovalarından Bal Akan Şehri Aydın”
bölümünde, 405- 442. sayfalarında, Yunan güçlerinin Aydın’ı
işgal edişleri ve Aydın’ın geri alınması anlatılır.
Aydın’da bulunan 57. Fırka (tümen) komutanı Albay Şefik Aker,
kendisine bağlı 175. Alayı Muğla, Çine, Bağarası, Söke’den
gelen gönüllüleri ve askerleri denetler. Ayrıca Yörük Ali Efe,
Kıllıoğlu Hüseyin Efe zeybekleri, Komiser Hamdi Bey Çetesi,
Denizli Yedek Subay Müfrezesi, Yüzbaşı Fehmi Bey komutasındaki
Tavaslı Ömer Ağa Müfrezesi, Mesutlulu Mestan Efe Müfrezesi,
Teğmen Kadri Bey Müfrezesi, Emekli Yüzbaşı İbrahim Müfrezesi
gibi askeri ve milis birliklerini ziyaret eder. Elindeki kuvvetlerle
Aydın merkezinde bulunan düşman güçlerini kuşatır.
Albay
Şefik Aker, Çanakkale Savaşları’nda da Gazi Mustafa Kemal Paşa
ile birlikte çarpışan ve başarılı olan bir komutandır. 26
Mayıs 1919 günü, Yunan güçleri Aydın’a doğru ilerler.
İzmir’den devamlı trenle Aydın’a asker takviyesi yaparlar. Üç
alay toplamındadır başlangıçtaki güçleri. Sonradan iki alay
daha getirirler. Aydın’ı işgal kararı alırlar. Bu arada İzmir
işgali sırasında, burada bulunan 56. Tümenin askerlerini
dağıtırlar, silahlarını yağmalarlar ve askerlere gözdağı
vererek korkuturlar. Bu başıbozuk askerler, çevrede olumsuz
propaganda yaparlar. Bunlar gittikleri yerlerde halkın ve askerin
morallerini bozarlar. Ayrıca Aydın’da bulunan Hürriyet ve İtilaf
Partisi yanlılarının bozguncu tavırları da 57. Tümen
askerlerini olumsuz etkiler. Tümenden firarlar olur. Kaçaklar hem
atları, hem de silahları alarak firar ederler. Bunun üzerine 57.
Tümen Komutanı Albay Şefik Aker, kaçaklar için vur emri verir.
Bu arada şehrin ileri gelenleri, düşmandan zarar görmemek için,
yanlarına Belediye Başkanını da alarak düşmanı karşılamak
için İncirliova’ya giderler. Yerli Rumlar ve işbirlikçiler
evlere Yunan bayrakları asarlar.
Albay
Şefik Aker, elinde kalan asker, zeybek grupları ve gönüllülerle
Büyük Menderes’in karşısına Çine’ye çekilir. Burada Yörük
Ali Efe ve diğer efelerle gönüllülerden oluşan güçlerle
hazırlıklar yapar. Albay Şefik Aker ve Binbaşı Hacı Şükrü,
Aydın yakınlarına bir müfreze göndererek keşif yaptırır. 28
Haziran sabahı Türk güçleri, Yunan taburuna yaylım ateşi açar
ve onlara saldırır. Yörük Ali Efe ve kızanları ile diğer
zeybekler düşmana direnir. Bu arada Umurlu’dan Komiser Hamdi Bey
ve Molla İbrahim müfrezeleri de yetişerek çatışmaya katılır.
Düşmanı iki ateş arasına alan yiğitlerimiz, onları Aydın’a
doğru kovalar. Doğudan ve batıdan gelerek düşmana karşı koyan
efeler, gönüllü grupları ve askerler, öğleye doğru birleşerek
gücümüzü artırırlar. Düşman elindeki tüm güçleri savaşa
sokmak zorunda kalır.
Bu
çarpışmalar sırasında, askere su ve yiyecek taşıyan kadın,
kız, çocuklar ve yaşlıların da Aydın’ın düşmandan geri
alınmasında büyük katkıları görülür. Savaşa asker olarak
katılan üç Aydınlı kadın da vardır. Bunlar Şerife Ali, Ayşe
Aliye ve Mehmet Çavuş takma adlı Ayşe adlı bir kadındır.
Akşama kadar düşman Aydın’a doğru kovalanır. Aydın üç
yönden kuşatma altına alınır. Yörük Ali Efe, Binbaşı Hacı
Şükrü, Yüzbaşı Fikri, Teğmen Zekai, Kıllıoğlu Hüseyin Efe,
Dokuzun Mehmet Efe, Yüzbaşı İbrahim, Sarayköy Müfrezesi,
Ortakçılı Mehmet Efe, Danişmentli Hacı Ahmet Efe, Yüzbaşı
Nuri, bu savaşta öne çıkan adlar arasındadır. Efeler Aydın’a
doğru yaklaşmışlardır.
EŞZAMANLI
TAARUZLAR
[Bu
arada, Yunanların Aydın’a yardım göndermesini engellemek için,
Söke’deki Cafer Efe milisleri ile 135. Alay güçleri Germencik ve
Balatçık’ta (Ortaklar) bulunan düşman güçlerine
saldırmışlardır. (Aynı gün içinde Mahmut Esat Bozkurt Efe ve
kızanları, Çamlık (Aziziye) ve Ortaklar’da trenlere patlayıcı
maddeyle saldırarak hem epeyce Yunan askeri öldürecek, hem de
asker taşıyan trenlerin Aydın’a gitmesini geciktireceklerdir.
(Nail Topal’ın notu)]
29
Haziran sabahı Yunan güçleri, bir taraftan İzmir’den
getirdikleri askerlerle güçlenince, bir taraftan da top atışlarıyla
kenti bombalamaya başlamışlardı. Albay Şefik Aker, Aydın’ın
yıkıma uğramaması için, Türk topçu bataryasını
kullanmamıştı. Binbaşı Hacı Şükrü’nün ısrarıyla bizim
toplarımız da isabetli atışlarıyla düşmana büyük zarar
verdirmeye başlar. Yörük Ali Efe, kızanlarıyla Kozdibi adı
verilen yerden şehre girer. Yunanlar Türk evlerini yaktığı için,
Yörük Ali Efe de Rum mahallesindeki evleri yaktırır. Yunanlar
esir aldıkları Türkleri camilere doldurarak yakmışlar, üç
önemli caminin minarelerine çıkarttıkları keskin nişancılarla
insanlarımızı makineli tüfeklerle tarayıp öldürmüşlerdir.
Türkler çocuk ve kadınlara kesinlikle dokunmamışlardır. Yörük
Ali Efe, çok keskin bir nişancıdır. Camilerin minarelerinde
bulunan keskin nişancıları vurur en önce. Camilerde ölümü
bekleyen insanlarımızı da kurtarır.
Savaş,
29 Haziran 1919 akşamına kadar sürer. Yunan ordusu kaçmaya
başlar. Yerli Rumlar da kadın, erkek, çoluk çocuk, onların
ardından kaçmaya başladılar. 29 Haziran gecesi, Albay Şefik Aker
ve Binbaşı Hacı Şükrü Beyler ve askerleri Aydın’a girdiler.
Şehri Yunan’a teslim etmek için İncirliova’ya düşmanı
karşılamaya giden Belediye Reisi, Peştemalcı Reşat’ı bir
tekkede saklı buldular. 30 Haziran güneşi ortaya çıkarken
binlerce Türk ve Yunan ölüsü ile dumanları tüten yanmış evler
görünüyordu.
*
* * * * * * * * * * * * *
KAYNAK:
https://www.aydinlik.com.tr/haber/kutsal-isyanda-aydin-ve-yoruk-ali-efe-271579
+
+ + + + + + + + + + + + +